Okul öncesi çocuğun temel ihtiyaçları eğitim uzmanlarına göre bazı çeşitlilikler ve değişiklikler göstermektedir. İlk sırada yer alan ihtiyaçlar konusundaki görüşler genelde aynıdır. Bu dönemdeki eğitimin ana ilkesi, çocuğun temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Temel ihtiyaçlarının bilinmesi ve tanımlanması çok önemlidir. Temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuğu eğitmekten söz etmek son derece güçtür. Okul öncesi çocuğun temel ihtiyaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz.
* İyi bakım, beslenme, sevgi ve şefkat
* Güven
* Hareket
* Yetişkin desteği
* Yaratıcılığı destekleyici ve estetik duygusunu geliştirici ortam
* Kendini tanıma, kanıtlama ve özgürlük
* Diğer çocuklarla birlikte olma ve oyun
İyi Bakım, beslenme, sevgi ve şefkat
Her çocuğun ilk temel ihtiyacı sağlık kurallarına uygun iyi bir bakım, düzenli bir beslenme sevgi ve şefkat dolu yetişkinlerden oluşan bir aile ortamıdır. Sağlıklı beslenen, iyi bakılan ve sevgi ile yetiştirilen çocuğun gelecekte sağlıklı, mutlu bir genç ve yetişkin olmaması için pek az neden vardır. Bu konu ile ilgili görüşleri Robinson şöyle ifade etmektedir. "HER ÇOCUK SICAK, DENGELİ VE SÜREKLİ İLİŞKİLER GELİŞTİREBİLECEĞİ SEVGİ DOLU YETİŞKİNLERE İHTİYAÇ DUYAR."
Güven
Hayatın ilk yıllarında dış dünyayı özellikle anne aracılığı ile algılayan çocuk için kendisini gerçekten seven yetişkinlerden gelen izlenimler, onun dünyaya bakışının olumlu olmasına yardım eder. Olumlu ilk izlenimler ise uyumlu, kendisi ve çerçevesindekilerle barış içinde bir insan olma yolundaki ilk adımdır. Çocuk sevildiği, yetişkinler arasında sevgi, saygı ve tutarlı ilişkilerin bulunduğu ve kendisine karşı da tutarlı davranılan bir ortamda bir diğer temel ihtiyacı olan güveni de geliştirir.
Aile içi disiplin anlayışı ile anne babanın çocuk yetiştirme tutumlarının zaman ve mekan içinde değişmeyen, birbirleriyle çelişmeyen, tutarlı tavırlar içinde olması gereklidir. Çocukta güven duygusunun yerleşmesinin anne-baba ve diğer aile bireylerinin tutarlı ve dengeli davranışlarıyla yakından ilgilidir. Susan Isaacs’a göre güven; "ÇOCUĞUN GÜNLÜK HAYATINDAKİ GÜVENİDİR."
Hareket
Okul öncesi çocuğunun gelişimi için en temel ihtiyaçlardan bir diğeri de hareket ihtiyacıdır. Hareket; çocuğun gelişmesi, kendi bedenini ve çevresini tanıyabilmesi, gelişmekte olan kaslarını çalıştırması, onları güçlendirmesi için gereklidir. Hareketin bilişsel gelişime de katkısı büyüktür. Çocuğun bilişsel gelişimi sözel ifadelerle veya oturup sadece etrafına bakınarak gerçekleşmez. Çocuğun hayal gücünü uyandıran tek şey faaliyette bulunmaktır. Bu bakımdan oyun, çocuğun öğretilmeden öğrenebildiği yollardan biridir.
Yetişkin Desteği
Çocuk temel tecrübelerini aktif katılımla kazanırken yetişkinin desteğine de ihtiyaç duyar. Her yeni faaliyet için çocuğu destekleyen bir yetişkin ortamı onu cesaretlendirir. Çocukların büyümek için cesaretlendirilmeye, değişik faaliyetleri denemeye, diğer çocuklarla , yetişkinlerle fikir ve anlamlarla değişik şekilde ilişkiler kurmaya ihtiyaçları vardır. Hepsinden önemlisi çocuklar, anlaşılmaya ve kabul edilmeye gereksinim duyarlar.
Yaratıcılığı Destekleyici ve estedik duygusunu geliştirici ortam
Çocuğun özellikle okul öncesi dönemdeki temel ihtiyaçlarının sıralanmasında, yaratıcılığı ve estetik duyguyu geliştirebilmek için temiz, düzenli bir ortam yaratmak, sanat etkinliklerine katılmasına ve onları izlemesine yardımcı olmak da yer almaktadır. Çocukta müzik, resim, çevre düzenlemesi yönünden estetik değerlerin geliştirilmesi önemli ölçüde aile ve yakın çevredeki yetişkinlerin zevk aldıkları ortamlarla ilgilidir. Çünkü, tıpkı damak zevki gibi, estetik beğeniler de çocuğun yaşadığı kültürel şartlara bağlı olarak erken yaşta gelişir.
Kendini Tanıma, kanıtlama ve özgüven
Çocuğun kendisini besleme şansına sahip olmaya, oyun oynamaya, atlamaya, sıçramaya, koruyucu elden kurtulmaya ve kendi hatalarını yapmaya ihtiyacı vardır. Gelişim sürecinde yetişkin tarafından seve seve ve zevk alınarak verilen özgürlük, çocuk için ebeveyninden olumsuz davranışlar yolu ile zorla elde ettiği özgürlükten çok daha değerlidir.
Bu nedenle okul öncesi dönemdeki çocukların başarabildikleri davranışları geliştirebilmek için desteklemeye ve çevrelerine zarar vermemek koşulu ile özgür olmaya ihtiyaçları vardır. Bu durum, çocuğun mevcut yeterliliklerini geliştirebilmesi, yetersizliklerinin farkına varması, kısacası kendini tanıması ve sınırlarını öğrenmesi açısından son derece önemlidir. Yetişkinin gereksiz ve kaygılı sınırlamaları çocuğun girişimde bulunma isteğini kırabileceği gibi, her türlü sınırlamaya karşı koymak için istediğini de arttırabilir. Oysa özgür olabilmek için J.J. Rousseau’nun dediği gibi: "İnsanın kendi kendisini tanıması ve yapmak istedikleri ile yapabilecekleri arasında bir denge kurabilmesi gerekir."
Diğer çocuklarla birlikte olma ve oynama
Kendi yaşıtları ile birlikte olabilme de okul öncesi çocuğun temel ihtiyaçlarından biridir. Bu birlikteliğin en çok görüldüğü etkinlik oyundur. Oyun, çocuğun yaşamı ve hayatı anlama yoludur. Çocuk oyun yolu ile duygu ve davranışlarında görülen problemler hakkında ipuçları verir. Diğer çocuklarla iletişim kurma korkusunun üstesinden gelerek onlara vereceği zararın da sınırlı olduğunu görür.
Çocukların yetişkinlerle ilgili olumsuz duygularının çoğu, arkadaşları ile oynadıkları oyunlarla çözülebilir. Esas olan çocuğu tanımak, ona kendi gelişim hızına ve modeline uygun olarak gelişme fırsatı verebilecek fiziksel, sosyal ve duygusal ortamı sağlayabilmektir. Bunun için de çocuğu seven, onu tanımaya, anlamaya çalışan, bağımsız bir birey olarak kabul eden, güvenebileceği yetişkinlere ihtiyaç vardır. Yetişkinler, çocuğa insanlarla ve nesnelerle olan kendi tecrübelerini yaşama fırsatı verir ve bunu desteklediklerini belirtirlerse, onun her yönü ile sağlıklı bir şekilde gelişmesi
* İyi bakım, beslenme, sevgi ve şefkat
* Güven
* Hareket
* Yetişkin desteği
* Yaratıcılığı destekleyici ve estetik duygusunu geliştirici ortam
* Kendini tanıma, kanıtlama ve özgürlük
* Diğer çocuklarla birlikte olma ve oyun
İyi Bakım, beslenme, sevgi ve şefkat
Her çocuğun ilk temel ihtiyacı sağlık kurallarına uygun iyi bir bakım, düzenli bir beslenme sevgi ve şefkat dolu yetişkinlerden oluşan bir aile ortamıdır. Sağlıklı beslenen, iyi bakılan ve sevgi ile yetiştirilen çocuğun gelecekte sağlıklı, mutlu bir genç ve yetişkin olmaması için pek az neden vardır. Bu konu ile ilgili görüşleri Robinson şöyle ifade etmektedir. "HER ÇOCUK SICAK, DENGELİ VE SÜREKLİ İLİŞKİLER GELİŞTİREBİLECEĞİ SEVGİ DOLU YETİŞKİNLERE İHTİYAÇ DUYAR."
Güven
Hayatın ilk yıllarında dış dünyayı özellikle anne aracılığı ile algılayan çocuk için kendisini gerçekten seven yetişkinlerden gelen izlenimler, onun dünyaya bakışının olumlu olmasına yardım eder. Olumlu ilk izlenimler ise uyumlu, kendisi ve çerçevesindekilerle barış içinde bir insan olma yolundaki ilk adımdır. Çocuk sevildiği, yetişkinler arasında sevgi, saygı ve tutarlı ilişkilerin bulunduğu ve kendisine karşı da tutarlı davranılan bir ortamda bir diğer temel ihtiyacı olan güveni de geliştirir.
Aile içi disiplin anlayışı ile anne babanın çocuk yetiştirme tutumlarının zaman ve mekan içinde değişmeyen, birbirleriyle çelişmeyen, tutarlı tavırlar içinde olması gereklidir. Çocukta güven duygusunun yerleşmesinin anne-baba ve diğer aile bireylerinin tutarlı ve dengeli davranışlarıyla yakından ilgilidir. Susan Isaacs’a göre güven; "ÇOCUĞUN GÜNLÜK HAYATINDAKİ GÜVENİDİR."
Hareket
Okul öncesi çocuğunun gelişimi için en temel ihtiyaçlardan bir diğeri de hareket ihtiyacıdır. Hareket; çocuğun gelişmesi, kendi bedenini ve çevresini tanıyabilmesi, gelişmekte olan kaslarını çalıştırması, onları güçlendirmesi için gereklidir. Hareketin bilişsel gelişime de katkısı büyüktür. Çocuğun bilişsel gelişimi sözel ifadelerle veya oturup sadece etrafına bakınarak gerçekleşmez. Çocuğun hayal gücünü uyandıran tek şey faaliyette bulunmaktır. Bu bakımdan oyun, çocuğun öğretilmeden öğrenebildiği yollardan biridir.
Yetişkin Desteği
Çocuk temel tecrübelerini aktif katılımla kazanırken yetişkinin desteğine de ihtiyaç duyar. Her yeni faaliyet için çocuğu destekleyen bir yetişkin ortamı onu cesaretlendirir. Çocukların büyümek için cesaretlendirilmeye, değişik faaliyetleri denemeye, diğer çocuklarla , yetişkinlerle fikir ve anlamlarla değişik şekilde ilişkiler kurmaya ihtiyaçları vardır. Hepsinden önemlisi çocuklar, anlaşılmaya ve kabul edilmeye gereksinim duyarlar.
Yaratıcılığı Destekleyici ve estedik duygusunu geliştirici ortam
Çocuğun özellikle okul öncesi dönemdeki temel ihtiyaçlarının sıralanmasında, yaratıcılığı ve estetik duyguyu geliştirebilmek için temiz, düzenli bir ortam yaratmak, sanat etkinliklerine katılmasına ve onları izlemesine yardımcı olmak da yer almaktadır. Çocukta müzik, resim, çevre düzenlemesi yönünden estetik değerlerin geliştirilmesi önemli ölçüde aile ve yakın çevredeki yetişkinlerin zevk aldıkları ortamlarla ilgilidir. Çünkü, tıpkı damak zevki gibi, estetik beğeniler de çocuğun yaşadığı kültürel şartlara bağlı olarak erken yaşta gelişir.
Kendini Tanıma, kanıtlama ve özgüven
Çocuğun kendisini besleme şansına sahip olmaya, oyun oynamaya, atlamaya, sıçramaya, koruyucu elden kurtulmaya ve kendi hatalarını yapmaya ihtiyacı vardır. Gelişim sürecinde yetişkin tarafından seve seve ve zevk alınarak verilen özgürlük, çocuk için ebeveyninden olumsuz davranışlar yolu ile zorla elde ettiği özgürlükten çok daha değerlidir.
Bu nedenle okul öncesi dönemdeki çocukların başarabildikleri davranışları geliştirebilmek için desteklemeye ve çevrelerine zarar vermemek koşulu ile özgür olmaya ihtiyaçları vardır. Bu durum, çocuğun mevcut yeterliliklerini geliştirebilmesi, yetersizliklerinin farkına varması, kısacası kendini tanıması ve sınırlarını öğrenmesi açısından son derece önemlidir. Yetişkinin gereksiz ve kaygılı sınırlamaları çocuğun girişimde bulunma isteğini kırabileceği gibi, her türlü sınırlamaya karşı koymak için istediğini de arttırabilir. Oysa özgür olabilmek için J.J. Rousseau’nun dediği gibi: "İnsanın kendi kendisini tanıması ve yapmak istedikleri ile yapabilecekleri arasında bir denge kurabilmesi gerekir."
Diğer çocuklarla birlikte olma ve oynama
Kendi yaşıtları ile birlikte olabilme de okul öncesi çocuğun temel ihtiyaçlarından biridir. Bu birlikteliğin en çok görüldüğü etkinlik oyundur. Oyun, çocuğun yaşamı ve hayatı anlama yoludur. Çocuk oyun yolu ile duygu ve davranışlarında görülen problemler hakkında ipuçları verir. Diğer çocuklarla iletişim kurma korkusunun üstesinden gelerek onlara vereceği zararın da sınırlı olduğunu görür.
Çocukların yetişkinlerle ilgili olumsuz duygularının çoğu, arkadaşları ile oynadıkları oyunlarla çözülebilir. Esas olan çocuğu tanımak, ona kendi gelişim hızına ve modeline uygun olarak gelişme fırsatı verebilecek fiziksel, sosyal ve duygusal ortamı sağlayabilmektir. Bunun için de çocuğu seven, onu tanımaya, anlamaya çalışan, bağımsız bir birey olarak kabul eden, güvenebileceği yetişkinlere ihtiyaç vardır. Yetişkinler, çocuğa insanlarla ve nesnelerle olan kendi tecrübelerini yaşama fırsatı verir ve bunu desteklediklerini belirtirlerse, onun her yönü ile sağlıklı bir şekilde gelişmesi