Student Reflections About Our IGCSE and BTEC International Education Programmes
23 Eylül 2019Ortaokul İngilizce Drama Kulübü Öğrencilerimiz Müzikal Şovlarıyla Büyülediler!
23 Eylül 2019C: Fizik biliminde gelinebilecek en ileri noktalardan biri de CERN ve ikiniz de
bunu deneyimlediniz. TED Mersin çatısı altında bulunuyor olmanız bizim için
çok gurur verici. Peki siz bu durumda neler hissediyorsunuz? Duygularınızı
bizimle paylaşır mısınız?
Ö: Bir fizik öğretmeni için CERN uç noktalardan birisi ve CERN’i
deneyimlemenin mesleğimde bir dönüm noktası olduğunu söyleyebilirim.
Parçacık fiziğine ilişkin önemli bilgileri ve gelişmeleri CERN’de çalışan değerli
Türk bilim insanlarından öğrenmek ve Türkiye’den seçilmiş öğretmenler
arasında yer almak olmak ayrı bir gurur kaynağı.
N: Özgül Hoca CERN’e gidip geldikten sonra gitmiş olmanın mutluluğunu
yaşarken bana bu sene de fencilerin gideceğini söyledi. “Siz de başvurun.” dedi.
Başvuru sürecinde de çok yardımcı oldu. Özgül Hoca beni 24 Kasım
Öğretmenler Günü’nde arayarak başvurumun kabul edildiğini söyledi. Özgül
Hoca sayesinde başvuruyu yaptım ve TED Mersin Koleji sayesinde de gittim.
Okul idarecilerimiz de bu süreç içinde bizi asla yalnız bırakmadılar ve çok
yardımcı oldular. Bu çatı altında olup oraya gitmek benim için de çok gurur
verici. TED Mersin Koleji öğretmeni olarak oraya seçilmiş olmak çok onur verici.
Aynı okuldan iki öğretmen gitmiş olmak ise bambaşka bir duygu.
C: Bildiğiniz üzere bu sene BTK’ya oldukça yoğun bir katılım oldu ve birçok
proje sergilendi. Ancak bunların arasında en çok göze çarpan doğal olarak
sizinki oldu. Sizce neden bu sene BTK’nın çekirdeğinde CERN var?
Ö: CERN’e giden öğretmenlerin kendilerini geliştirmekten öte daha başka bir
amaçları var: bilim elçiliği yapmak. Biz de üzerimize düşeni yapmaya çalıştık.
Okulumuzda CERN’i deneyimlemiş iki öğretmen varken bunu
değerlendirmemek olmazdı. CERN’de yapılan deneyler evrenin oluşumu ve
atom altı parçacıklar hakkında ufkumuzu aydınlatıyor, bilimin ve teknolojinin
gelişmesinde önemli bir katkıda bulunuyor. Böylesine önemli bir araştırma
merkezini çekirdeğe koymamak olmazdı.
N: Biz oraya ilk gittiğimizde CERN ekibinin bizden istediği şey şuydu: Bilimi
insanlara öğretin, gösterin, sevdirin. Bize “Bilim Elçisi” sıfatını verdiler ve bu
sıfatla buraya geldik. Biz de okulumuzdaki birçok öğrenciye bunu aşılamak
istedik. Biz bunları anlatıyoruz ama onların da yaratıcılığından faydalanarak
ortaya bir fikir çıkmasını istiyoruz. Bizim buradaki projemiz aslında CERN’de
yapılan deneyi öğrencilerin öğrencilere aktarmasıydı. Bunu yapmak istedik.
Okulumuz ekipman kısmında yardımcı oldu. Son güne kadar Projeler
Koordinatörümüz İrfan Özdemir ve Genel Eğitim Koordinatörümüz Savaşkan
İlmak desteklerini hiç esirgemediler. Çünkü o malzemeleri temin etmek çok
kolay şeyler değil. Onları temin etmemizi sağladıktan sonra biz de yapılış
aşamasında üstümüze düşeni yaptık ve bu ortaya çıkmış oldu.
C: Neden böyle bir deney gerçekleştirdiniz ve bu deneyi gerçekleştirirken çıkış
noktanız neydi?
Ö: CERN’de Bulut Odası (Cloud Chamber) adı verilen bir deney yapmıştık. Atom
altı parçacıkların izlerini görebildiğimiz bir deneydi ve biz öğretmen olarak bu
deneyi yaptığımızda çok heyecanlanmıştık. Parçacıkların izlerini gördüğümüz
zaman sınıfımızda çığlıklar kopmuştu. “Neden bu heyecanı öğrencilerimiz
deneyimlemesin?” dedik ve peşine düştük. Deney kolay gibi gözüken ancak özel
yaptırılması gereken malzemelerle yapılıyordu. Okulumuz bu konuda bize çok
destek oldu ve malzemelerimizi tamamladık. Şu anda etrafımızdan milyonlarca
parçacık geçiyor. Biz hep öğrencilerimize atom altı parçacıklardan bahsediyoruz
ama çok soyut kalıyor. Bunu gerçekten gözlemleyebilmelerini istedik. Sadece bu
deneyi de yapmadık. Öğrencilerimiz bir de CERN’in kalbi olan LHC’de dairesel
biçimde yörüngelerde protonların döndürülmesini ve çarpıştırılmasını temsilen
‘Salata Kasesinde Hızlandırıcı’ isimli bir çalışmayı hayata geçirdiler. Gerçekten
de bilim şenliğinde deneylerimize katılan öğrenciler çok heyecanlandılar ve
kapımızda sıra oluştu. Öğrencilerin içinde biraz olsun bilim aşkının kıvılcımını
yakabildiysek ne mutlu bize!
N: Özgül Hoca’mın öğretmenlikte 13 benim ise 12. senem. Yani bu demek
oluyor ki mesleğe atıldıktan sonra 12. senemde bu deneyde gözlemlediğimiz bu
muhteşem olayı gözlemleme şansı bulduk. Ne ilkokulda, ne ortaokulda, ne
lisede ne de üniversitede böyle bir şansımız oldu. Ama TED Mersin Koleji
öğrencilerinin böyle bir şansı oldu. Biz de bilim elçiliği görevine böylece güzel bir
adım attığımızı düşünüyoruz.
C: CERN’e gitme şansı elde etmiş nadir insanlardansınız ve edindiğiniz
deneyimleri gelip burada TED Mersin Koleji öğrencileriyle paylaşıyorsunuz.
Bizlerle burada gelip paylaştığınız şeyin temelinde ne aslında ne var?
N: Bence paylaşmak var. Çoğu şey paylaşmaktan çıkıyor. Öğrendik geldik ama
bunu paylaşmadan duramıyoruz. Özgül gitti geldi ama yetmedi başkaları da
gitsin istedi. Bana bulaştırdı.
Ö: Öğrencilerin yollarını aydınlatmak, onlara yeni bir kapı açmak, bilimin
heyecanlı dünyasına onları yönlendirmek çünkü bilimden sapan toplumların
ileriye gidemeyeceğini düşünüyorum. Biz bu amaç doğrultusunda küçük bir
domino taşı olabiliriz ve bir domino etkisi yaratabilmek adına da paylaşmaya
devam edeceğiz.
C: Yanıtlarınızın hepsi için çok teşekkür ederim. Son olarak öğrencilere,
katılımcılara ve tüm bilim severlere bir mesajınız var mı?
N: Ben de istemekten ve hayal kurmaktan vazgeçilmemesi gerektiğini
düşünüyorum. İnanınca, gerçekten isteyince bir şeyler oluyor. Sadece istemek,
inanmak bir de paylaşmak lazım.
Ö: Bilimden asla vazgeçmesinler. Belki defalarca deneyecekler olmayacak. Az
önce de söylediğim gibi bilim yapılmayan, analitik düşünemeyen, bilimsel
düşünceye sahip olmayan bir toplum düşünemiyorum. Bu yolda ayrılmadan
yürüdüklerinde kapılarının her zaman aydınlığa açılacağına inanıyorum.