Tam Gün Yaz Okulumuzda Çocuklarımız Ayrıcalıklı Bir Yaz Tatili Geçiriyor!
23 Eylül 2019Eğitim Öğretim Desteği Duyurusu 2018
23 Eylül 2019Türk Eğitim Derneği’nin bugününü ve 90 yıllık ışıltılı geçmişini bize aktaran harika bir halkla ilişkiler-tanıtım takımı var. Aslında bir ‘ağ takım’ bu; atar ve toplar damarları bütün Anadolu’ya yayılmış ama yüreği Ankara’da atıyor.
Bu takımın mensupları, TED’in ne yaptığını, nasıl yaptığını; dolayısıyla hangi özelliklerinden ötürü Türkiye’nin en iyi eğitim kurumlarından biri ve sivil toplumun da etkileyici bir örneği olduğunu kamuoyuna anlatıyor, aynı zamanda kurum içi etkin iletişimin ve ‘PR’ sanatının en güzel örneklerini sergiliyor:
TED kolejlerinin üstün eğitim kalitesinden
1928’den bugüne sürdürdüğü benzersiz burs politikasından ve tutuşturduğu binlerce meşaleden
Yedi bölgeye yayılmış harikulade kampüslerden
Kurumun genlerine işlemiş inovasyon bilincinden
Yine kurumun misyonuna yaraşır çağdaş ve öncü eğitim uygulamalarından, sanatsal ve sportif etkinliklerden, kulüplerden, takım başarılarından…
biz, bu tanıtım takımının çalışmaları sonucunda haberdâr oluyoruz.
***
TED’i farklı kılan ve yukarıda sadece birkaçına değindiğim bütün özellikleri bir köşe yazısına sığdırmak olanaksız; ama TED’i gerçek bir akademiye dönüştüren öyle bir özellik var ki şimdi -eğitimciler usul usul yaz tatiline hazırlanırken, öte yandan aynı eğitimcilerin yaz dönemini mesleki gelişim açısından da verimli kullanmak gibi bir zaruretleri varken- bu özellikten yüksek sesle söz etmenin tam zamanıdır diye düşünüyorum.
90 yıllık bu ulu eğitim çınarını anaokulundan üniversiteye uzayan bir yolda ve sadece öğrencileri için değil, öğretmenleri için de gerçek ve harikulade bir akademiye dönüştüren özellik şu:
‘TED, titizce ve yüksek özenle seçtiği birbirinden değerli öğretmenlerinin bilgi ve kültür açısından duraganlaşmasını kabullenmiyor; değer verdiği, değerli kıldığı her bir öğretmenini bu değeri yükseltmek adına sürekli, düzenli biçimde, yeniden eğitiyor.’
Bunu bütün yıl boyunca, kesintisiz bir süreç olarak gerçekleştiriyor.
İletişimden eğitim psikolojisine, teknolojik devrimden siber suçların okullarda önlenmesine, Endüstri 4.0 devriminden uluslararası sınav disiplinlerine, eğitimcileri tedirgin eden risklerden akıl almaz fırsatlara…
Birbirinden renkli içeriklerle, verdiği eğitimi işe yarar hale dönüştürüyor.
Yeniden ve yeniden…
Çünkü dünya her gün değişiyor…
Koşullar, eğitim ve sınav sistemleri, olanaklar, öğrencilerin nitelikleri ve tabii gereksinimleri de sürekli değişiyor…
Öğretmenlerin yıllar önce edindikleri bilgilerle, hatta geçen yılki bilgileriyle yarınları biçimlendirmesi mümkün mü?
***
Bu bağlamda bildiğim ve TED çatısı altında deneyimlediğim teknik bilgileri olduğu gibi paylaşmam, hatta özetlemem bile hukuk ve etik açısından doğru olmaz. Bunu yapamasam da konuya ilgi duyanlara fikir ya da ilham vermesi ümidiyle birkaç flu detay paylaşabilirim.
Evet, TED sadece öğrencileri için değil, öğretmenleri için de gerçek ve bir o kadar da harikulade bir akademidir:
Branşı, yaşı, deneyimi ne olursa olsun, tüm TED öğretmenleri Genel Merkez’in titizce oluşturduğu online eğitimlere katılıyor.
Eğitimler, ‘sembolik’ değil, kelimenin tam anlamıyla ‘efektif’… Öyle ayda bir, yılda üç beş kez, iş olsun diye uygulanmıyor. Programı oluşturanlar, bütün bir eğitim-öğretim yılını düşünüyor, her ayı farklı içeriklerle -müfredatlarla- zenginleştiriyor ve sonuçta sürekli değişen kocaman bir puzzle en efektif biçimde tamamlanmış oluyor.
Eğitimlere katılım Genel Merkez’ce takip ediliyor. İnteraktif uygulamalarla eğitimler biçimlendiriliyor, gereksinimlere göre bu uygulamalar yenileniyor, güncelleniyor.
Bu etkinlikler, sadece TED camiasını değil, dolaylı olarak bütün Türkiye’yi aydınlatıyor…
Elbette TED okullarının bulunduğu kentlerde gerçekleşen, öğretmenlerin bizzat katıldıkları ‘yüz yüze eğitimler’ de var, söz gelimi TED okullarından ve başka okullardan İngilizce öğretmenleri geçtiğimiz ay TED Mersin Koleji kampüsünde buluştular… Bununla birlikte ulaşım ve konaklama sorunlarıyla uğraşmadan tüm öğretmenlerin eğitimlere istisnasız katılabiliyor olması, kuşkusuz online eğitimleri biraz daha işlevsel kılıyor ya da çok daha geniş bir yüzeye yayıyor.
Son olarak… Farklı zamanlarda, farklı mülakatlarda tanıştığım aday öğretmenlerin büyük kısmı TED’in geliştirdiği bu sürekli gelişim modelinden haberdâr idiler. ‘Bunu nereden işittiniz?’ dediğimde bana ‘TED’de çalışan ve kurumlarıyla gurur duyan öğretmenleri’ referans gösterdiler. Adayların bakış açısına göre TED’in kendilerine telkin ettiği prestij, sahip olunacak olanaklar, dâvetkâr sosyal çevre elbette önemliydi; ama özellikle Y kuşağının temsilcisi genç öğretmen adayları, TED kolejlerinde çalışma düşlerini büyük ölçüde bu modelle ilişkilendirdiler; ‘Akademik gelişimimi, formasyon sürecimi TED’de ömür boyu devam ettirmek istiyorum’ dediler.
Bunu genç öğretmenlerden her duyuşumda TED ailesine ve TED’i 90 yılın her birini süsleyen insanüstü çabalarla büyütenlere, onu imrenilen köklü bir çınara dönüştürenlere hayranlığım arttı.
Tam bu noktada, kurumun bugününü ifade eden Genel Başkan Sayın Selçuk Pehlivanoğlu’nu ve Genel Müdür Sayın Sevinç Atabay’ı saygıyla selamlıyorum.
***
Sonuç:
TED’in akademik personelini geliştirmede -dolayısıyla öğrencileri de bilgi, kültür, yöntem ve öğretim teknikleri açısından sürekli yenilenen eğitimcilerle buluşturmada- niye bu denli farklı ve başarılı olduğunu düşününce Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen eğitiminde hangi yeni yolları kullanması, nelere odaklanması gerektiğini de düşünmüş oluyoruz aslında. TED, mütevazı bilgeliğinden ötürü bunu söylemiyor; bunu biz, memlekette eğitim işini dert edinmişler söylüyoruz.
Ve daha kısası:
MEB, gelecekte internet ortamını, öğretmenler için yaşam boyu öğrenim akademisine dönüştürebilir.
TED’in bugün başarıyla gerçekleştirdiği gibi…